İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve (II. kez) Adayı olan Ekrem İmamoğlu, “Yuvamız İstanbul Kreşleri” adlı Toplu Açılış Töreninde yaptığı bir konuşma da “Bizim yarışımızın tek adı var; milletimize hizmet yarışı. Bu konuda ben şahsen iddia ediyorum, BENİ GEÇECEK BİR BELEDİYE BAŞKANI TÜRKİYE’DE YOK…” demiş. Bendeniz de ‘Türkiye de beni geçecek bir gazeteci yok!’ diyeceğim ama demiyorum-diyemiyorum ve demem de! Ki, ‘Köşe Yazarı’ dalında yapılan bir yarışmada ilk yıl 2., ikinci yılda da 1’inci olduğum dönem de bile böyle bir iddiada bulunmadım ve bundan sonra da bulunmam-bulunamam… Bunun birinci nedeni ‘ben’ demek kör şeytana has bir özellik ve üslup olduğu gibi, kibirlenme, büyüklenme-böbürlenme, narsizm (özseverlik) göstergesi olması; ikinci nedeni de aklın akıldan, el’in el’den üstün olduğuna-olacağına olan inancımdır! Fakat, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve aynı zamanda da adayı olan Ekrem İmamoğlu İstanbul’daki bir kreşin açılışında “Beni geçecek bir belediye başkanı Türkiye’de yok…”(!) demiş, dolayısıyla da bırakın muhalif partilere mensup belediye başkanlarını, kendi partisine mensup belediye başkanlarına karşı bile haksızlık yapmış, hattâ ayıp etmiş! Yani Türkiye’de büyükşehirler dahil, beldeler hariç, 81 il ve bin’e yakın ilçe var ve bu makamların tamamında seçilmiş ve saygıdeğer belediye başkanları oturuyor… Ve diğer il ve ilçeler neyse ne amma, kaçı İmamoğlu’nun Partisindendir onu da bilmiyorum. Yani Ülkemizin kaç tane büyükşehir belediyesi var ve bu belediyelerden kaçının CHP’li olduğunu biliyorum. Ve İmamoğlu muhalefet partilerine mensup belediye başkanlarını eleştirse ve ‘ben onların en iyisi, en iyi belediye başkanıyım…’ falan filan dese makul görülebilir ama sayılarını benim de bilmediğim ‘CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanları dahil’ Türkiye’nin en iyi Belediye Başkanı benim…’ demesi her şeyden önce kendi partisin seçilmiş belediye başkanlarına karşı haksızlık, hattâ nezâketsizlik olmuş! Sonra İmamoğlu’nun iyilik ölçüsü nedir? Meselâ kalbi veya huyu mu iyidir, yoksa boyu bosu ya da hizmeti mi? O da belli değil!
Gerçi İmamoğlu yaptığı o kibir ya da enaniyet veya bencillik yüklü konuşmasında “Bizim yarışımızın tek adı var, o da hizmet yarışı…” demiş amma ve lâkin, benim yıllardır İstanbul da yaşayan 8 nüfusum olduğu gibi, geçtiğimiz aralık ayının sonuna doğru gittiğimiz İstanbul’dan Ocak ayının ortasında döndük… Ve kendimce yaptığım kamuoyu araştırmasına göre Sayın İmamoğlu’nun, rutin belediyecilik hizmetleri dışında (ki, o sahada da önemli aksamalar ve boşluklar var) ciddi bir hizmetini göremedim, duyamadım ve öğrenemedim…
CHP’liler yıllardır ‘câmiye, kışlaya ve okula siyaset sokulmamasını’ dillendirirler… Amma velâkin, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu câmiye siyaseti belki sokamadı ama bırakın okulu ve diğer kurum veya kuruluşları; kreşe, yani İstanbul’un çocuk, hattâ bebek bakımevlerine bile siyaseti sokmuş ve bunu da kamuoyuyla paylaşmış!
Velhâsıl-ı kelâm, hülâsâ-i netice; birilerinin yerden yere vurduğu Sultanlardan biri olan Abdülhamid’den önceki padişahlar Dolmabahçe ve Yıldız Sarayı civarındaki cemilere gider, yatsı ve teravih namazlarını oralarda kılarlarmış. Ve Kadir Alayı sırasında Bâbüssaade’den Ayasofya Camii’ne kadar yolun iki tarafı çeşitli kandiller, fanus ve meşalelerle aydınlatılırmış… Padişah geçerken de Saray Ağaları hep bir ağızdan ‘’Mağrur olma Padişahım! Senden büyük Allah (c.c) var!” diye seslenirlermiş! Ki, ağalar bunu padişahın izniyle yaparlarmış! Ve padişah namazdan sonra aynı alay ve uyarılarla Saraya dönermiş!
Bendeniz ise Sayın İmamoğlu’na sadece ‘Büyük lokma ye büyük lâf etme Başkanım! Çünkü Seni geçecek belediye başkanları mutlaka vardır!’ demekle yetiniyor, herkese saygılar sunuyorum.
İman edip dünya ve âhiret için yararlı işler yapanlara ne mutlu! Varılacak güzel yurt onlar içindir… Kim bir iyilikle gelirse ona bundan daha hayırlı karşılık vardır; kim de bir kötülükle gelirse o kötülükleri işleyenler yalnızca yaptıklarının karşılığını görürler: (Kasas, 28/84 ve Râd, 13/29)
Allah’ım! Nefsim ile şeytanın şerrinden ve şeytanın beni şirke sürüklemesinden Sana sığınıyorum… Söz ve davranışlarında ileri gidip haddi aşanlar helâk oldular: (II ayrı Hadis)
Allah’ım! (c.c) Hakkımda her şeyin hayırlısını takdir eyle… (Dua)
KİBİR İNSANI YALNIZLIĞA MAHKÛM EDER… Ve
BİLGİSİZLİĞİN EN BÜYÜĞÜ, KENDİNİ BEĞENMEKTİR!
Hz. Ali (r.a)
DEVLER GİBİ ESERLER BIRAKMAK İÇİN, KARINCALAR
GİBİ ÇALIŞMAK LÂZIM… Necip Fâzıl Kısakürek
BÜYÜK BAŞARILAR İÇİN BÜYÜK EMEK GEREKİR…
Anonim
KENDİNE HAYRAN OLANLARA KİMSE HAYRAN OLMAZ!
Konfüçyüs
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Küçük bir bypass yeli, bizi büyük bir şehre savurdu' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Sevgili okurlarımdan, '2-3 haftalığına' izin istiyorum' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hem evlenenlerin sayısı hem de nüfusumuz azalıyor' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bahçeli, 'Sana söylüyorum kızım gelinim sen anla...' dedi!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'BM'nin yaşı 80, gramı ise 80 kuruş' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bedeni açarak medeni olunamayacağı gibi; soyunarak da çağdaş olunamaz!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Yavuz Savcı, yenidoğan çetesini bastırmış!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Deniz ateş alır mı? almaz! Ya alacak olur n'olur? Onu da bekleyip göreceğiz!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'İmam Hatipliler'in haftaları kutlu tüm İmam Hatipliler mutlu olsun!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş 'Mülakat olmalı ama torpil olmamalı!' adlı köşe yazısı... Devamı
Yorumlar (0)