Yapılan istatistiklere göre, son yıllarda köyden kentlere göç yoğun şekilde artmış, köylerde çiftçi sayısı azalmış, dolayısıyla da hububat verimi veya rekoltesi de düşmüş! O nedenle ben daha yazımın başında, ‘kelaynak kuşlarına benzer şekilde nesilleri azalmakta olan çiftçilerimizin nesilleri korunmaya alınmalı!’diyor ve nedenlerini niçinlerini aşağıda özetlemek istiyorum:
ASIL OLAN BİRİNE HERGÜN BALIK İKRAM ETMEK
YERİNE, O BİRİNE BALIK TUTMAYI ÖĞRETMEKTİR
Herkesin mâlûmu olduğu üzere, amatör çiftçi neslinin azalmasının en büyük nedenlerinden biri köyden şehirlere göçün kartopu gibi büyüyerek artması, diğer nedeni de bundan 24-25 yıl kadar önce (1999 yılında) başlayan ve tamı tamına 5 yıl süren, adına da ‘Doğrudan Gelir Desteği (DGD)’ denilen KANDIRMACADIR-ALDATMACADIR! Ki, ben alabilecekken o yardımı almayarak kendimce protesto etmiştim!
Konuyu biraz açmam gerekirse ki, gerekebilir; Amerika da (ABD) ve Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde üretim fazlası olan ürünlerde alan veya ürün kotalarının (bir miktar sınırlandırılması) çiftçiler üzerinde son derece olumsuz etkiler meydana getirmiş. Yani, ‘ziftçiyi doğrudan destekleme’ adı altında, aslında köstekleme olan güya yardım, sözde destek ekicileri inanılmaz bir şekilde tembelliğe sevk etmiş, hazırcılığa veya kolaycılığa alıştırmış, dolayısıyla da ziraatçılığımızın veya çiftçilerimizin nesillerini kesmeye başlamıştı! Çünkü amatör veya köylü, kasabalı çiftçiler ve bilhassa genç ya da yeni çiftçiler vaktiyle mâlum yardıma mal bulmuş mağrubî gibi sarılmış, dolayısıyla da tembelleşmişlerdi! Oysa asıl olan bir kişiye her gün bir balık ikram etmek yerine o kişiye balık tutmayı öğretmektir! Ancak adına ‘Doğrudan Gelir Desteği’ deniler (DGD) tuzak tam tersine işlemiş, yani kişilere bırakın kişilere balık tutmayı öğretmeyi, aç çok bilenleri bile bildiklerini unutturmaya mâtuf bir tuzak idi ve bu tuzak çok ta başarılı oldu maalesef!
TEPAV’A GÖRE ‘ÇİFTÇİ SAYISINDA’
ÖNEMLİ MİKTARDA DÜŞÜŞ OLMUŞ
Türkiye Ekonomi Politikası Araştırma Vakfı (TEPAV) tarafından her ay düzenli olarak açıklanan istihdam verilerinde, Kovid-19’un ve diğer bazı olumsuzlukların sektörler üzerindeki etkisini bütün çıplağıyla orta koymuş. Yani Mayıs ayı verilerine göre, son bir yılda sigortalı ücretli çalışan sayısı 1 milyon 934 bine yükselmiş, ancak çiftçi sayısı yüzde 7,6 oranında azalmış…
KURAKLIK TÜRKİYE GENELİNİ OLDUĞU GİBİ
BURDUR TARIMINI.., DOLAYISIYLA HUBUBAT
REKOLTESİNİ DE, VERİMİNİ DE DÜŞÜRMÜŞTÜ
SON YAĞMURLARIN… HEM SELE DÖNÜŞMESİ
HEM DE ZAMANSIZ YAĞMASI NEDENİYLE BİR
ÇOK MAHSULE.. ZARAR VERMEYE BAŞLAMIŞ!
Uzun bir süredir hüküm süren ve Türkiye genelini olduğu gibi, Burdur tarımımızı da olumsuz yönde etkileyen kuraklığın hububattaki verimi veya rekolteyi de etkilediğini hatırlatan ziraatçılar ve çiftçiler; bu düşüklüğün 3’te 2’sinin kuraklıktan kaynaklandığını, ancak son günlerde ve kuvvetli bir şekilde ve zamansız bir şekilde yağan yağmurların sele dönüşmesi nedeniyle hububatlarına zarar vermeye başlamasından yakınıyorlar!
KÖY VE KASABALAR YAŞLILARA KALDI
ÇÜNKÜ GENÇLER ŞEHİRLERE AKIN ETTİ!
Velhâsıl-ı kelâm, hülâsâ-i netice; koronanın, depremin, orman yangınlarının, Rusya-Ukrayna savaşının dünya ve ülke ekonomimize verdiği maddî mânêvî zararlar ayrı bir değerlendirme konusu ama birçoğumuzun farkında olmadığı ancak uzun süreli ve şiddetli kuraklığa son bir iki aydır eklenen aşırı yağmur ve seller (muhafazanAllah) tarımımıza da darbe indirebilir! Yani, ülke geneli ayrı bir konu ama,‘Türkiye’nin süt pınarı ya da Hollanda’sı durumunda olan İlimiz son yıllarda bu özellik ve güzelliğini yetirmeye başlamıştı ki pandemi illeti ve koca bir bölgeyi yerle bir eden deprem felâketi, aşırı yağan yağmurlar nedeniyle oluşan seller ve orman yangınları ile birlikte Rusya-Ukrayna savaşı gibi olumsuzluklar İlimizin ticâretine de, ziraatına ve hayvancılığına da önemli ölçüde zarar verdi vermeye de devam ediyor maalesef. Ki, köy ve kasabalarımız bugün yaşlılara emânet. Çünkü gençler ‘taşı toprağı altın’ olarak nitelendiren kentlere veya büyük şehirlere akın ettiler ve etmeye de devam ediyorlar… O nedenle, biz amatör ya da aile çiftçilerimizin, artı başta suyumuz ve sütümüz olmak üzere tüm ürünlerimizin, kısaca gıda maddelerimizin ve üreticilerimizin kıymetlerini bilelim ve hiçbir şeyi israf etmeyelim!’ diyor, herkese saygılar sunuyorum.
MİLLÎ EKONOMİNİN TEMELİ ZİRATTIR…
M. Kemal Atatürk
TOPRAĞIN VERDİĞİNİ HİÇBİR ŞEY VERMEZ!
Atasözü
TARIM TEMEL BİR MİLLÎ REFAH KAYNAĞIDIR
Anonim
TARIM EKO-SİSTEMLERİ İNSANLARA DÖNÜŞTÜRME SÜRECİDİR.
Toby Hemenway
TARIMI SÜRDÜRÜLEBİLİR KILMAK İÇİN, YETİŞTİRİCİNİN KÂR EDEBİLMESİ GEREKİR
Sam Farr
TARIM DEVLETİN MERKEZİNDE YER ALIR
Dave Cook
GERÇEK ÇİTÇİ ÜRÜNÜNÜ GÖREMEYECEĞİ
HALDE TOPRAĞI EKENDİR… Cicero
ÇİFTÇİLER GÜNEŞ BATANA KADAR DEĞİL,
İŞ BİTENE KADAR ÇALIŞIRLAR… La Edri
TARIM ÜRETİCİLERİN TEMELİDİR, ÇÜNKÜ
TABİATIN ÜRETİMLERİ SANAT MALZEMESİDİR
Edvard Gibbon
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Küçük bir bypass yeli, bizi büyük bir şehre savurdu' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Sevgili okurlarımdan, '2-3 haftalığına' izin istiyorum' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hem evlenenlerin sayısı hem de nüfusumuz azalıyor' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bahçeli, 'Sana söylüyorum kızım gelinim sen anla...' dedi!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'BM'nin yaşı 80, gramı ise 80 kuruş' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bedeni açarak medeni olunamayacağı gibi; soyunarak da çağdaş olunamaz!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Yavuz Savcı, yenidoğan çetesini bastırmış!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Deniz ateş alır mı? almaz! Ya alacak olur n'olur? Onu da bekleyip göreceğiz!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'İmam Hatipliler'in haftaları kutlu tüm İmam Hatipliler mutlu olsun!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş 'Mülakat olmalı ama torpil olmamalı!' adlı köşe yazısı... Devamı
Yorumlar (0)