Hepimizin bildiği ve birçok ilimizin olduğu gibi, Burdur’umuz da birinci derecede deprem kuşağı üzerinde oturuyor maalesef… Bu yüksek risk oranı ve yapıların dayanıksızlığı veya yıpranmışlığı da (ben başta olmak üzere) birçoğumuzun korkulu rüyası oluyor! Ki, İlimiz de daha önce ve sonra yaşanan büyüklü küçüklü depremler konusu ayrı, aklımız da kalan orta büyüklükteki depremlerden biri 12 Mayıs 1971 de ve 5,9 şiddetinde meydana gelmiş olan Burdur depremi… Ve ben o yıllarda Burdur’da olmadığım için 71 depremin travmasını yaşamadığım gibi kaç kişinin yaralanmıştı onu da hatırlamıyorum. Ama 57 kişinin vefat ettiğini hatırlatıyorum… O nedenle ben başta o deprem de olmak üzere tüm afet ve felâketlerde vefat eden mû’minleri rahmetle anıyor, yaralılara âcil ve kalıcı şifalar diliyorum… Yani, bizim ‘yukarıda da ifade etmeye çalıştığım gibi’ İlimiz ve bölgemiz ciddi bir fay hattı, deprem kuşağı üzerinde bulunuyor!… Onun için, başta merkezî yönetimler olmak üzere tüm yerel yönetimler ‘yapılar üzerinde’ ciddi tedbirler almalı, alınan ve alınacak olan tedbirler yeniden gözden geçirilmeli, deprem yasaları düzenlemeli, dolayısıyla da afetlerin maddî mânevî zayiatları asgari düzeye indirilmeli…
Ve ilimizde yaşanan depremler konusu ayrı, biz de eski bir depremzede ve 1. Derecede deprem kuşağı üzeninde ikâmet etmekte olan biz Burdurlular da; 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen ve Doğu Anadolu Bölgesindeki 10-11 ilimizi âdetâ yerle bir eden, dolayısıyla da 50 binden fazla kişinin ölümüne, 100 binden fazla kişinin yaranmasına ve 10 binlerce ailenin ‘kış ayının ortasında’ açıkta veya çadırlarda yaşamak zorunda kalmasına neden olan depremin maddî mânevî yıkıntısının ağrı ve acılarını henüz unutmuş değiliz…
Bu söz bana değil, Deprem Dede lâkabı ile anılan rahmetli Ahmet Mete Işıkara’ya ait… Ve bu sözler özünde doğru olmasa da sebepler ve tedbirler dairesinde doğrudur… Çünkü canları ancak Allah (c.c) verir ve alır ama bazı ölümler herhangi bir kaza sonunda, bazıları ihmal nedeniyle, bazıları da herhangi bir kastın sonunda gerçekleşir! O nedenle, bizdeki depremler esnasında ölen ve yaralanan insanların birçoğu hatalı veya depreme dayanıksız.. şekilde yapılan binalarda meydana geliyor… Ve benim bu iddiamı doğrulayan nedenlerden biri Japonya’da ve bizdekilerin şiddetine benzer şekilde meydana gelen depremler de yıkılan binaların ve ölen insanların sayıları bir elin parmaklarını geçmezken, bizdeki benzer ölçekte meydana gelen depremlerde binlerce binanın yıkılması ve yine binlerce insanın ölmesi, malın mülkün zarar görmesi gerçeğidir!
Devlet veya hükûmet ve İçişleri Bakanlığı da bu durumu göz önüne almış olmalı ki, Bakanlık sadece muhtemel depremler için değil, sel, taşkın, dolu, çığ, heyelan, yangın, hortum, kuraklık ve kütle hareketi kaynaklı ve muhtemel âfetlerin öncesinde, anında ve sonrasında yapılması gerekenler ve alınması elzem olan tedbirler kapsamında ve kısa adı İRAP, açılımı ise “İl Âfet Risk Azaltma Planı’’ adı altında bir plan hazırlamış ve bu plânı başta İlimiz olmak bazı illere tamim etmiş. Valilerinden de bu konuda ciddi bir araştırma, çalışma yapmalarını ve gerekli tedbirleri almalarını istemiş…
“Uluslararası Âfet Risklerinin Azaltılması Günü” nedeniyle, “İl Âfet Risk Azaltma Planı” adı altında ve ‘Âfet ve Âcil Durum Yönetimi Başkanlığı’ uzmanlarından oluşan ekiplerle geniş kapsamlı ve ciddi bir tedbirler planı hazırlatan İçişleri Bakanlığı’nın konu hakkındaki genelgesini geçtiğimiz Salı Günü Valilik te düzenlediği basın toplantısıyla açıklayan yeni Valimiz Tülay Baydar Bilgihan; ‘İl Âfet Risk Azaltma Planı’nın kapsam alanı dışında çok güzel bir söz söyledi ve “Yara sarmak yerine yara almamayı amaçlıyoruz’’ dedi!
Hakîkaten de öyle. Çünkü, tecrübelerle sabittir ki, Ülkemiz AKUT, yani herhangi bir âfet veya kazaya mâruz kalmış insanları ‘arama kurtarma’ konusunda gösterdiği başarıyı, tedbir alma konusunda gösteremiyor maalesef! Oysa ‘bir musîbet bin nasihatten evlâdır’ denilir ve çok ta doğru söylenir… Ancak biz son zamanlarda büyüklü küçüklü hiçbir musibetten, âfetten ve felâketten ders çıkarmadığımız gibi, deprem ve benzer yıkımlardan da ders almıyoruz. Yani istisnaları hâriç tabii, genelde insanlar, özelde de şehir palancıları, mühendis ve yapı denetleyiciler bizde bildiklerini okuyorlar…
Meselâ, önceki yıllarda yapılan binalar neyse ne amma, depremlerin ardından yapılan deprem evleri veya işyerleri dahî, ikinci bir depremle yerle bir oluyordu!
Bu kötü hal ve gidişi gören Hükümet ya da ilgili bakanlık, 1 Ocak 2019 tarihinde yeni bir ‘Bina Deprem Yönetmeliği’ yayımladı ve çok ta iyi yaptı. Ancak, bu yönetmeliğe uyulup uyulmadığı, denetimlerin ehliyetli, liyâkatli ve mesûliyetine müdrik uzmanlarca yapılıp yapılmadığı da önemli! Değilse yönetmelik kâğıt üzerinde kalır ve uygulamalar formaliteden öteye geçmez-geçemez!
Uzun lâfın kısası; ben nâçiz de tıpkı Valimiz Tülay Baydar Bilgihan gibi düşünüyor ve ‘herhangi bir göçüğün altında kalanları kurtarmaktaki ve yaralıların yaralarını sarmakta başarımızı; insanların göçük altında kalmamaları ve yaralanmamaları konusunda göstersek daha iyi olur!’ diyor, herkese saygılar sunuyorum,
ASLÂ GEÇMİŞTE YAŞAMA, AMA
HER ZAMAN GEÇMİŞTEN DERS AL!
Hz. Mevlânâ
BİZ FARKINA VARMASAK DA HER FIRTINAYI
HAZIRLAYAN TABİAT ŞARTLARI MUTLAKA
ÖNCEDEN BİRİKMİŞTİR. FIRTINA BİR SONUÇTUR.
AKIL, FIRTINA TOPLANIRKEN ONU GÖRMEK VE
TEDBİR ALMAK İÇİN BİZE VERİLMİŞ BİR NÎMETTİR!
Buket Uzuner
TEDBİR DAİMA BİLGELİĞİN ARACIDIR! Patrick Rothfuss
EN İYİ ZIRH HEDEFTEN UZAK DURMAKTIR! Horace
BEKLENMEDİK OLAYLAR BEKLENMEDİK TEDBİRLER
GEREKTİRİR… Cassandra Clare
TEHLİKELER ÇOĞU KEZ, HAYALCİLERİN TEDBİRSİZLİĞİ
VE DİKKÂTSİZLİĞİNDEN ORTAYA ÇIKAR! Jules Verne
2025
Taceddin Akbaş'ın 'BUTSO ile MAKÜ 'Örnek bir' kararın altına imza atmış' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Burdur Aile ve sosyal hizmetler il müdürlüğü, adıyla mütenasip hizmetler vermeye devam ediyor' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Hayvanlarımıza 'İyi bakalım ki' onlar da bize hizmet etsinler' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Bu gidişle ya Trump ABD'yi yer ya da ABD Trump'ı' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Uyuşturucu bataklığı kurutulmalı ki gençler bu bataklıktan kurtulsunlar' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Mesai saatleri yazın ayrı kışın ayrı düzenlenmeli!' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Düğün değil, bayram değil TÜSİAD birilerini niye öptü?' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Ailemizi ve kadınlarımızı 6284 sayılı yasayla değil; 1424 ya da 1446 yıllık yasalarla çok daha iyi koruruz!' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Bir zamanlar biz de millet hem nasıl milletmişiz. Gelmişiz dünyaya milliyet nedir öğretmişiz' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Sevgililer Günü kutlu Berat Gecemiz mübarek olsun' adlı köşe yazısı... Devamı
Antalya’nın Gazipaşa ilçesinde, 6 Şubat Depremi Anma Programı kapsamında Gazi Mustafa Kemal İlk/Ortaokulu’nda Afet Farkındalık Eğitimi ve Tatbikatı düzenlendi.
Çavdır Belediyesi personeli, Burdur İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü tarafından düzenlenen 1 haftalık eğitimle afetlere karşı bilinçlendiriliyor. Detaylar haberimizde!
Burdur Bucak’ta açılan Ziyafet Kebap Salonu, zengin menüsü ve açılışa özel kampanyalarıyla damaklarda iz bırakıyor. Detaylar burada!
Isparta'nın Şarkikaraağaç ilçesinde, Tatlı Telaş Organizasyonu tarafından düzenlenen Yöresel Kıyafet Gecesi, yaklaşık 1000 kadının katılımıyla büyük bir coşkuya sahne oldu. Gece, her köy ve kasabanın kendine özgü kıyafetleriyle unutulmaz bir kültürel şölen sundu.
Isparta'nın Şarkikaraağaç ilçesinde düzenlenen "Yöresel Kıyafet ve Şalvar Gecesi", bölge kadınlarının giydiği birbirinden renkli ve özgün geleneksel kıyafetlerle kültürel bir şölene dönüştü. Şip, Hare Şalvar, Taka ve Mintan gibi kıyafetlerin sergilendiği etkinliğe yaklaşık 900 kadın katıldı.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, doğal afetlerin üretimi olumsuz etkilediğini belirterek, “Üreticilerimizin üretime devam edebilmeleri için destekler acilen ödenmelidir” dedi. Detaylar haberimizde..
Yorumlar (0)