Büyük Devlet ve asil millet olarak yaklaşık 3 haftadır depremle yatıyor depremle kalkıyor ve depremin yıktığı 30-40, hattâ 5-10 ya da 20 yaşındaki betonarme binaların altında kalarak canlarından cânânlarından olan insanlarımıza üzülüyor, yanıyor yakılıyoruz! O nedene bu deprem bize saygıdeğer mîmar veya inşaat mühendislerini ve onların mezun oldukları fakülteleri, ehliyetli yapı denetim şirketlerini veya firmalarını, müteahhitleri ve inşaat malzemesi üreticilerini hatırlattığı gibi, aynı zamanda dünyaca ünlü Mîmar Sinan’ı ve O’nun yaptığı anıtları-âbideleri-eserleri hatırlattı! Ki, Osmanlı’nın Başmimarı ve İnşaat Mühendisi ve aynı zaman da şehirci-şehir plâncısı olan ve Osmanlı Padişahları Kanûnî Sultan Süleyman, 2. Selim ve 3. Murat dönemlerinde başmimar olarak vazife yapan Koca Mimar Sinan Ağa, mimarlık hayatında ve malzemenin, teknolojinin, alet ve edavatın, iletişimin ve ulaşım araçlarının son derece yetersiz ya da ilkel olduğu bir devirde birbirinden güzel ve birbirinden sağlam olan tam 92 câmi, 52 mescid, 55 medrese, 26 dârül-kurra, (Kur’an öğretilen ve hâfız yetiştirilen mektepler, kur’an talimi yapılan medrese veya bölümleri) 17 türbe, 17 imârethâne, 3 darüşşifa (hastane), 6 suyolu, 10 köprü, 20 kervansaray, 36 saray, 8 mahzen ve 48’i de hamam olmak üzere 400’e yakın eser yapmış! Ve Koca Sinan’ın İstanbul’da yaptırdığı Süleymaniye ve Mihrimah Sultan Camii ile Kırkçeşme Su Kemeri, Erzurum da yaptırdığı Lala Paşa Camii, Diyarbakır da yaptırdığı Bayram Paşa Camii ve diğer yapıtları veya eserleri; Ki, Edirne Selimiye Câmii Dünya Kültür Mîrâsı listesine alınmış sayılı camilerden biri! Ve Mîmar Sinan’ın yaptırdığı eserlerin ortalama 450-500 yıldır geçirdiği büyüklü küçüklü yüzlerce deprem ve benzer âfetlere maruz kalmasına rağmen eserlerinin tamamına yakını dimdik ayakta kalması; Mîmar Sinan’ın torunları, halefleri veya vârisleri durumunda olan saygıdeğer mimarlarımızı ve mühendislerimizi, müteahhitlerimizi, yapı denetim şirketi veya firma yetkilerimizi, inşaat ustalarımızı, kalfalarımızı, çıraklarımızı, hatta amelelerimizi ve malzeme üreticilerimizi; yerel ve genel yöneticilerimizi, yasa ya da kural koyucularımızı ve sairelerimizi derin derin düşündürmesi ve ‘biz nasıl birer Mîmar Sinan ya da O’nun halefi olabiliriz?’i düşünmeye sek etmelidir! Yani biz arama kurtarma, dayanışma ve yardımlaşma konusunda gösterdiğimiz becerimizi yapılar veya binalar konusunda da sergilemeli ve bunu ispatlamalıyız. Değilse bilinçsizce veya sorumsuzca yaptığımız binalar gün gelir bizi de yıkabilir. Çünkü bu konuda sevgili Peygamberimiz (sav) “Devenizi sağlam kazığa bağlayın, ondan sonra Allah’a (c.c) tevekkül edin!” buyuruyor!
MÎMAR SİNAN’IN ESERİ.. DEREMZEDELERE SIĞINAK
OLMUŞ! CEDDİNE REHMET OLSUN EY KOCA SİNAN
Hemen herkesin bildiği gibi, 6 Şubat gecesi ve sonrası Güney Doğumuz da meydana gelen deprem(ler), aralarında 5-10 yıl önce yapılan 10 binlerce binanın da bulunduğu evi yeri veya konutu yerle bir ederken; Hatay’ın Payas İlçesinde ve Mîmar Sinan tarafından ve bundan yaklaşık 450-500 yıl önce yaptırılan ve hâlâ dimdik ayakta duran Sokollu Mehmed Paşa Külliyesi birçok depremzedeye güvenli bir sığınak olmuş durumda! Demek ki insanları öldüren deprem de değil, bina da değil! Sadece insan, yani insan hatası, insan ihmali, dolayısıyla da ihâneti!
BİZ HİÇBİR MUSÎBETİ NASİHAT OLARAK GÖRMEMİŞİZ!
Atalarımız ‘bir musîbet bin nasihatten yeğdir’ derlerdi ve hakîten de atalarımız musîbetlerden ders çıkarır ve ona göre tedbirler alırlardı… Amma velâkin devrimiz veya günümüz insanı hiçbir musîbetten, âfet veya felâketten ders almıyor… Dolayısıyla da tedbir gibi bir yola başvurmuyor maalesef. Bunların verdiği ağrı ve acıları dindirmek için çareler arıyor. Tamam, tabii âfetlerin önüne geçmek insanların elinde olan bir şey değil… Ancak, âfetlerin maddî mânevi zarar veya kayıplarını asgarî seviyeye düşürmek insanların elinde olmalı ve bunların en bariz örneklerinden biri Japonya ve benzer ülkelerdir…
MARMARA DEPREMİ BİZİ BİRAZ AKILLANDIRMIŞ
ÇÜNKÜ, 1999 ÖNCESİ.. YAPILAN BİNALAR YERLE
BİR OLURKEN, SONRAKİLERİN ÇOK AZI YIKILMIŞ!
Velhâsıl-ı kelâm, hülâsâ-i netice; Ülkemizin büyük bir bölümü deprem kuşağı üzerinde bulunuyor ve depremler arada bir kentlerimizi, köy ve kasabalarımızı yokluyor ve yıkıyor maalesef… Ancak biz ‘binalarımızı yıllarca nasıl depreme dayanıklı bir şekilde yaparız?’ yerine ‘nasıl en kısa sürede yapar bitirir ve ne kadar çok para kazanırız-nasıl rant elde ederiz?’ mantığı veya anlayışıyla yapmışız… Dolayısıyla da bırakın büyük bir depremleri, orta ölçekli depremler bile bu yapılarımızı yıkmış ve birçok canımızın cânânımızın ya ölmesine ya da yaralanmasına yol açmış ve bizde büyük bir vebal altına girmişiz… O nedenle ben ‘zararın neresinden dönülürse kârdır!’ diyor, yöneticilerimizin ve yönetilenlerin bu ve bu gibi musîbetleri nasihat olarak görmelerini diliyor, hepimize ‘musîbetsiz, âfetsiz ve felâketsiz’ günler, Koca Sinan’a ise ganî ganî rahmetler diliyor, herkese saygılar sunuyorum.
BİZ HİZMETLERİMİZİ ALLAH (c.c) RIZASI İÇİN
YAPTIK VE MÜKÂFÂTINI AHİRETTE BEKLİYORUZ…
HAYIRLA YADEDİLMEK, HAYIR DUA ALMAK,
ALLAH’IN RIZASINI KAZANMAK İÇİN, BEN BÜTÜN
BU ESERLERİ YAPTIM. ÇIRAKLIĞIMI İSTANBUL’DAKİ
ŞEHZÂDE CAMİİNDE YAPTIM. KALFALIĞIMI SÜLEYMÂNİYE
CAMİİNDE TAMAMLADIM. FAKAT BÜTÜN GÜCÜMÜ BU
SULTAN SÜLEYMAN HAN CAMİİNE, YANİ SELİMİYE CAMİİNE
SARFEDİP USTALIĞIMI ORADA AYAN BEYAN ETTİM…
Mîmar Sinan
NUS (NASİHAT) İLE USLANMAYANI ETMELİ TEKDİR
TEKDİR İLE USLANMAYANIN HAKKI KÖTEKTİR!..
Ziya Paşa
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Küçük bir bypass yeli, bizi büyük bir şehre savurdu' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Sevgili okurlarımdan, '2-3 haftalığına' izin istiyorum' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hem evlenenlerin sayısı hem de nüfusumuz azalıyor' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bahçeli, 'Sana söylüyorum kızım gelinim sen anla...' dedi!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'BM'nin yaşı 80, gramı ise 80 kuruş' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bedeni açarak medeni olunamayacağı gibi; soyunarak da çağdaş olunamaz!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Yavuz Savcı, yenidoğan çetesini bastırmış!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Deniz ateş alır mı? almaz! Ya alacak olur n'olur? Onu da bekleyip göreceğiz!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'İmam Hatipliler'in haftaları kutlu tüm İmam Hatipliler mutlu olsun!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş 'Mülakat olmalı ama torpil olmamalı!' adlı köşe yazısı... Devamı
Yorumlar (0)