Hemen herkesin devlet kapısında ve masa başında bir iş aradığı bir dönemde en zor ama en yerli, en az su isteyen, dolayısıyla da su tasarruflu, en millî ve en organik bir ürün yetiştirmeyi hedefleyen Veteriner Hekim Öztürk Sarıca, bu hedefini yüzde 100 tutturduğu, dolayısıyla da İl ekonomisine önemli ölçüde katkı sağladığı gibi, genelde Burdur’un, özelde de Yeşilova’nın ve Salda Gölü’nün tanıtımına büyük katkı sağlıyor… O nedenle ben tanımayan bilmeyen sevgili okurlarıma Öztürk Sarıca’nın Kendisinin ve Lisinia’sının kısa bir tanıtımını yapmak, ondan sonra da çalışmaları hakkında bir değerlendirme de bulunmak istiyorum:
Şöyle ki; Yıllarca İlimiz Burdur’un Yeşilova İlçesine bağlı Akçaköy’de yaşayan ailesiyle ve tabiat ana ile birlikte bir çocukluk dönemi geçiren Öztürk Sarıca’nın ve Lisinia’sının hikâyesi ilk gördüğü andan itibaren ‘’Ardıç” ağacıyla başlar… En olumsuz şartlarda yaşaması, tüm olumsuzluklara direnmesi ve dayanıklığın simgesi olarak gördüğü ardıç ağacının suyu ne kadar az tükettiğini ve en kurak yerlerde yetişebildiği gibi, en sulak araziler de bile yaşayabildiğini ve insanları gölgesinde barındırabildiğini, hoş karşılayıp uğurlayabildiğini bizzat müşahede eden Öztürk Sarıca; büyüyüp okumaya ve araştırma başladıktan sonra da Ardıç Kuşları ile Ardıç Ağacı arasında inanılmaz bir uyum olduğunu görür. Yani Sarıca’nın tespitine göre dalından yere düşen ardıç tohumları Ardıç Kuşu’nun sindirim sisteminde hayat bulur ve dışarı atılarak toprağa karışan bu tohumlar çimlenir...
Tabiattaki tüm canlı ve cansız varlıklar arasındaki sonsuz uyumu, özellikle son 30 yılda doğanın kirliliği-kirletilmiş hâli ve bunun tabii yansıması olarak ta ortaya çıkan tümörü (kanseri) tespit eden Öztürk Sarıca, kendine adadığı tabii hayatın ve gelecek nesillere aktarılması için kollarını sıvamaya karar verir…
Kısacası; Veteriner Fakültesi’ni bitirerek uzman veya işinin uzmanı ve gönüllüsü bir Veteriner Hekim olan Öztürk Sarıca, aile bireylerinden bazılarını kanser hastalığı nedeniyle kaybettikten sonra hem insanları bilinçlendirmek, hem de tabii hayatın korunması için 2005 yılında ve Burdur Gölü çevresinde bir plan yapmış, proje hazırlamış ve 9 alt başlıkta gerçekleştirdiği projeni adını da “Lisinia Doğa” koymuş… Bir doğa tutkunu ve tabiat hayranı olan Öztürk Sarıca, bahse konu araziyi kiralamak için 3 yıl uğraşmış ve sonunda da buranın tam masraf ve giderleri Kendisi tarafından karşılanması kaydıyla, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından Kendisine hîbe edilmiş
Hasılı; batan güneşin ve ay ışığının sudaki pırıltısı-yansıması gibi anlamlara gelen Lisinia, Öztürk Bey’in el emeği ve göz nuru bir bağı-bahçesi durumunda olan; İlimiz ve Yeşilova İlçemizle birlikte, ‘son durumunu bilmiyorum ama’ bir zamanların “Mavi Bayrak”a aday bir tabiat harikası olan Salda Gölü’nün yakınında bir yerde… Yani Öztürk Sarıca’nın Lisinia’nın adına değişik isimler verdiğimiz, meselâ ‘Saldivya’ dediğimiz Salda Gölümüzün tanıtımına da büyük katkısı olmuştur ve olmaya devam etmektedir!
Ben hiç seyretmedim ama bizim kuşak hatırlar, bir zamanlar Akçaköylü Fakir Baykurt’un romanından uyarlanan ve (Yeşilova/Akçaköy’de dillere destan ve evlere şenlik) bir sinema filimi yapıldı ve bu filmin adına ‘Yılanların Öcü’ denildi. Ben de ilgililere niçin bir “Lisinia” adlı, lavânta ve Salda Gölü tanıtımlı bir sinema filmi çekilmesin veya belgesel yapılmasın ki diye sormak istiyorum. Ve sözü şimdi de Anadolu Ajansı’n (AA) bir açıklama yapan Öztürk Sarıca’dan alıntılar yaparak satırlarımı noktalamak istiyorum:
Burdur da üretilen 10 milyon lâvanta fidesinin Türkiye’nin bir çok ilinin yanı sıra Türk Cumhuriyetlerine de gönderildiğini, Azerbaycan, Kazakistan ve Özbekistan gibi ülkelerden talep geldiğini hatırlatan Tıbbî Aromatik Bitki yetiştiricisi ve üreticisi Öztürk Sarıca “Konya, Ankara, Eskişehir, Denizli, Artvin ve Mardin’e kadar pek çok ilimizde bahçeler buradan giden fidelerle mora boyanmış durumda. Ülkemizin fide ihtiyacının yaklaşık yüzde 60-70’ini Burdur karşılıyor. Özellikle tabbî lâvanta türlerini artık yurt dışına da aranır oldu. O nedenle bu ürünleri yurtdışına da gönderiyor-ihraç ediyor ve döviz getiriyoruz…”
Mehmet Akif Ersoy Üniversite’miz (MAKÜ), Lisinia’nın ve kendi arazisinde yetiştirdiği lâvanta bitkisinin adının tanıtılmasına katkı sağlamak maksadıyla Yerleşke içerisinde yaptırdığı bir Otel’e Lâvanta Tepesi Hoteli ve Oteli vermiş ve bu isim de çok beğenilmişti…
Velhâsıl-ı kelâm, hülâsâ-i netice; büyük bir tarım ülkesin olan Ülkemizin, tarım ve hayvancılık bölgesi olan İlimizin tanıtımı ve ekonomisine katkı sağladığı gibi, istihdam da sağlayan Veteriner Hekim Öztürk Sarıca’nın kendisi ve Lisiniası unutulmamalı-unutturulmamalı, dolayısıyla da diğer girişimcilerin şevkleri kırılmamalı!’ diyor, herkese saygılar sunuyorum.
EĞER BİZ İMKÂNSIZ YAPMAZSAK, OLANAKSIZ
İLE KARŞI KARŞIYA KALACAĞIZ. Murray Bookchin
DAHA İYİSİNİ YAPMAK İÇİN BİR YOL VARDIR.
BUL ONU! Thomas Edison
NASILI BİLENİN DAİMA BİR İŞİ OLUR. NİÇİNİ
BİLEN DAİMA KENDİ İŞİNİN PATRONU OLUR!
Ralph W Emerson
ZORLUKLARI AŞMANIN YOLU, YENİ GİŞİMLERDE
BULUNMAKTIR… Goethe
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Küçük bir bypass yeli, bizi büyük bir şehre savurdu' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Sevgili okurlarımdan, '2-3 haftalığına' izin istiyorum' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hem evlenenlerin sayısı hem de nüfusumuz azalıyor' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bahçeli, 'Sana söylüyorum kızım gelinim sen anla...' dedi!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'BM'nin yaşı 80, gramı ise 80 kuruş' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bedeni açarak medeni olunamayacağı gibi; soyunarak da çağdaş olunamaz!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Yavuz Savcı, yenidoğan çetesini bastırmış!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Deniz ateş alır mı? almaz! Ya alacak olur n'olur? Onu da bekleyip göreceğiz!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'İmam Hatipliler'in haftaları kutlu tüm İmam Hatipliler mutlu olsun!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş 'Mülakat olmalı ama torpil olmamalı!' adlı köşe yazısı... Devamı
Yorumlar (0)