Dilan ve Engin Polat çiftinin çetrefilli davalarını savunmasıyla ünlenen, bundan bir süre önce de dine-diyanete aykırı bir açıklamasıyla gündeme gelen ve hakkında sorgulama yapılan Avukat Feyza Altun, son olarak sosyal medyasında paylaştığı Farsça (İran’ca) bir Şiire yapılan yorumlara öfkelenerek İslâm ahlâkına olduğu gibi, genel ahlâka da uymayan bir dil kullanmış ve hâşâ “Şeriata s…” demiş. Yani Feyza Altun, bir Allah (c.c) kelâmı olan Şeriata ‘açık kaynağı olan’ sosyal medyasında sinkaflı bir ifade kullanmış; Altun’un bu çirkin paylaşımı da sosyal medyada büyük bir tepki toplamıştı…
Feyza Altun özetle şunları söylemişti:
“Şeriat dediğiniz şey sokaklarda kadın taşlayan Taliban aklıdır benim için… Dedim ve o sözümün arkasındayım. Bu ülke de o rejim uygulanmayacak. Bu ülke de modern lâik hukuk kuralları geçerlidir. Şeriat bir din olgusu değil, politik rejimdir. Dolayısıyla da ‘şeriata karşıyım’ sözümün arkasındayım. Şeriat istemek anayasal düzeni tehdittir ve suçtur…”
Küfürlü şeriat paylaşımı üzerine harekete geçen İstanbul’un Beykoz İlçesi Cumhuriyet Başsavcılığı, Avukat Beyza Altun hakkında “Halkı kin, nefret ve düşmanlığa alenen tahrik veya aşağılama” suçundan ‘resen’ soruşturma başlatmış ve evinde gözaltına alınan Feyza Altun yurt dışı çıkış yasağı ve haftada 2 gün karakola giderek imza verme şartıyla serbest bırakılmıştı…
Buraya kadar olanlar ayrı bir konu, ama Beykoz Adliyesinden ayrılırken basın mensuplarına konuşan Altun, “Başı dik girdim yine başım dik çıktım… “demiş! Oysa bu ve bu ve buna benzer cümleleri kuran ve buna inanan kişiler (inanan bir kişi ise tabii) dinden çıkacağı için önce tövbe-i istiğfarda bulunmalı, tecdidi iman yapmalı (îman tazelemeli-yenilemeli), sonra da Allah’tan (c.c) ve sevgili Peygamberinden af, insanının yüzde 98-99’u Müslüman olan bir milletten de özür dilemeli… Ancak Feyza Hanım bunların hiçbirini yapmadığı gibi, basın, dolayısıyla da halkın karşısında sırıtıyor ve ukalâ ukalâ cümleler kuruyor! Dolayısıyla da küfrünü ikrar ediyor.
Türk Dil Kurumu’nun (TDK) sözlük anlamına göre şeriat; “isim, din bilgisi, Kur’an-ı Kerimdeki âyetlere ve Hz. Muhammed (sav)’in sözlerine dayanan İslâm kanunu, İslâm hukuku.” Bana göre de öyle ve yeryüzünde şeriatla, yani Siyonist anlayışa veya tahrif edilmiş Tevrat’a göre yönetilen tek şeriat devleti var ve o devlette, korsan, katliamcı, soykırımcı ve terörist İsrail Devletidir!
Velhâsıl-ı kelâm; Hanımefendinin Taliban’a benzettiği ve sokaklarda kadın taşlattığını iddia ettiği Şeriat, daha doğrusu İslâm Şeriatı; 1445 yılda, bırakın diğer ülkeleri ve illeri, İstanbul da taşlanan, dövülen sövülen, işkence yapılan, cinsel veya fizîkî tecavüze uğrayan kadın kız sayısı kadar bile yoktur! Kaldı ki kimilerinin bilerek veya bilmeyerek, kimilerinin de kasıtlı olarak ve sık sık kötüledikleri şeriat bir Allah (c.c) kelâmı olan Kur’an’ı Kerim’dir, Peygamber sözüdür-Hadis-i şeriftir! Ve günümüzde yargı organlarının, yargıçların ve yüksek mahkemelerin bile birbiriyle ters düştüğü, yani sahasında otorite ve mesleğinde en ehil kişilerin hazırladıkları en mükemmel yasaları bile farklı yorumladıkları ve uyguladıkları olduğu gibi; şeriatı yanlış anlayan, yanlış yorumlayan (ki, azda olsa yanlışta uygulayan) kişi, kurum ve kuruluşlar olmuştur, bundan sonra da olacaktır… Bunu da şeriata bağlamak iddia sahibini (varsa inancı imanı eğer) o kişiyi dinden çıkarır… Ve böyle bir yanlışa sehven düşen, dili sürçen veya maksadını aşan cümleler kuran kişiler derhal tövbe ederler, dolayısıyla da Yüce Allah’tan ve sevgili Peygamberinden af dilemesi halinde kendisini büyük bir vebalden kurtarmış olurlar. Değilse Cehennem-i zümeraya boylarlar!’ diye biliyorum.
Hülâsâ-i netice; ben mücrim, ‘bu konu da isteyerek-bilerek veya bilmeyerek ‘Şeriat’ i kötüleyen münkirlere ve ‘şeriat geldi mi, gelecek mi veya gelecekse ne zaman gelecek, gidecekse ne zaman gidecek?’ gibi sorular soranlara, daha da beteri şeriatı inkâr eden kişilere müsterih olun!’ Çünkü, şeriatın, yani genelde kutsal kitapların, özelde de Kur’an ahkâmının, sünnet ahlâkının dünyamıza ilk insan ve insanlığın atası ve ilk Peygamber olan Hz. Âdem le (a.s) birlikte geldiğini; son insanla da gideceğini, o nedenle şeriattan korkanların korkmamalarını, şeriatçıların da herhangi bir endişeye düşmemelerini veya şüpheye kapılmamalarını tavsiye ediyor; Feyza Hanımın isminin bile Arapça’ dan, yani feyz almaktan, dolayısıyla da Şeriattan geldiğini hatırlatıyor, herkese >şer’i-feyizli< saygılar sunuyorum.
Ey iman edenler! Allah’a (c.c), Peygamberine (sav), Peygamberlerine (a.s) indirdiği Kitap’a ve daha önce indirdiği Kitap’a iman edin. Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, Peygamberlerini ve ahiret gününü inkâr eden kimse iyice sapıtmıştır. Bu (din) Rabbinin dosdoğru yoludur. Biz öğüt alacak bir kavim için ayetleri ayrıntılı olarak açıkladık… (Nisâ, 4/136 ve 150-152)
Ümmetim dalâlet üzerinde sözbirliği yapmaz: (Hadis)
Ya Rabbi! Sen’den dinde sebatı ve doğru yolda kararlılıkla yürümeyi isterim. Ve şekten, şerikten, nifaktan ve kötü ahlâktan Sana sığınırım: (Dua)
ALÇAKÇA VERİLEN BİR SÖZE KARŞILIK VEREYİM DEME!
ÇÜNKÜ O SÖZÜN SAHİBİNDE ONUN GİBİ DAHA NİCE
DÜŞÜK SÖZLER VARDIR. CEVABINIZI YİNE ONLARLA
CEVAP VERİR… Hz. Ali (r.a)
AĞZINDAN ÇIKAN SÖZ BİL Kİ, YAYDAN FIRLAYAN
OK GİBİDİR, O GİTTİĞİ YERDEN GERİ DÖNMEZ!
Hz. Mevlânâ (r.aleyh)
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Derken 'Receb-Şaban' İşte geldi gidiyor 'Mübarek ay' Ramazan!' adlı köşe yazısı Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Mansur Yavaş, Ekrem hızlı giderken gün battı ve hava karardı erkenden' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Her gecemiz Kadir, her gelenimiz Hızır (A.S) ve Ramazan Bayramımız mübarek, günümüz kutlu olsun!!' adlı köşe yazısı.... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Tarım da düşüşün önünü alamazsak her şeyi satın almak zorunda kalırız!' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Deliye Olsa da Esasında Akıllı Ve Sağlıklı İnsana Her Gün Bayram' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Ormanlarımızı… ateşe veriyor, sularımızı boşa akıtıyor, topraklarımızı.. Yakıyoruz! Olmayan nevruz’un bayramını yapıyoruz!' adlı köşe yazısı.... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Erdoğan'ın tek rakibi var o da enflasyon canavarı!' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'LGBT'yi savunan milletvekili ve alkolü savunan gazeteci' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Bir Çanakkale Torunu'nun naçiz klavyesinden 'İmankale Destanı!'' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Yapay zekanın ve vahşi kapitalizmin hakim olduğu bir devirde ‘Müslümanca yaşamak’ pek kolay bir şey olmasa gerek!' adlı köşe yazısı... Devamı
Burdur Öğretmenevi’nde kazı sırasında insan kemikleri bulundu. Akademisyenler bölgenin eski bir mezarlık olabileceği ihtimalini değerlendirerek saha çalışmasını tamamladı.
Burdur Öğretmenevi bahçesinde yapılan kazı çalışmaları sırasında ortaya çıkan insan kemiklerine yönelik incelemeler sürüyor.
Burdur Öğretmenevi bahçesinde kanal çalışmaları sırasında insan kemikleri bulundu. Eski Belediye Başkanı Sebahattin Akkaya, buranın eski bir Rum mezarlığı olabileceğini açıkladı. Detaylar için tıklayın!
Burdur Öğretmenevi’nde çevre düzenlemesi sırasında işçiler insan kemikleri buldu. Buluntular eski bir mezarlığa ait olabileceği ön görülüyor. İşte detaylar!
X tarafından piyasaya sunulan Yapay Zeka Asistanı Grok 5 il insan olsa nasıl görünürdü sorusunun cevabını verdi. Burdur, Isparta, Antalya, Muğla ve Denizli birer insan olsa nasıl görünürdü diye Grok'a sorduk, işte o fotoğraflar...
Denizli’de özel eğitim öğrencileri, 10 Aralık İnsan Hakları Günü'nde Çal'da jandarma, emniyet ve kaymakamlığı ziyaret ederek anlamlı bir etkinliğe imza attı.
Yorumlar (0)