Bugünkü yazıma, yıllar önce ve amatörce yazdığım, uzun ama sadece ilk iki satırını köşeme alacağım bir şiirimle başlamak istiyorum ve o şiirimin ilk iki satırı şöyle:
Nedenine gelince de şunları söyleyebilirim:
Şöyle ki; Nasip kısmet olursa ki, hayırlısıyla nasip kısmet olur… Siz bu satırları okurken biz ‘büyük ve rahmetli dünürümüz Süleyman Ağabeyimizin sevgili eşi ile birlikte’ Gebze’de çalışan ve ikâmet eden büyük oğlumuz Mehmet Akif gilin evlerinde; bir hafta kadar sonra da ikiz oğullarımızdan biri olan ve Pendik de ikâmet eden Murat gilin evlerinde olacağız insaAllah…
Niçinine gelince, onu da şöyle özetleyebilirim:
O da şöyle; yakınlarımızın ve dostlarımızın bilecekleri gibi, bizim ikiz oğullarımızdan biri olan Yusuf doğdu doğalı (askerlik süresi hâriç) Burdur Merkez de çalışır ve ikâmet ederken; diğer ikizi Murat 20 küsur yıldır İstanbul’da; ağabeyleri Mehmet Akif ise önce İstanbul, şu anda da Gebze olmak 30 yıldır gurbet elde ikâmet ediyor… Ve bizim >Allah’a (c.c) emânet< 3 evladımızdan 2’şer tane olmak üzere 6 torunumuz var ve 2 evlâdımız ile 2 torunumuz hep Burdur’da oldukları için onları sık sık görüyor ve görüşebiliyoruz… Amma velâkin 4 evlâdımız yıllardır gurbette oldukları, 4 torunumuz da hep gurbette doğup büyüdükleri için, ya biz onlara gidersek ya da onlar bize gelirlerse görüşebiliyoruz… Dolayısıyla da görüşüp konuşma süremiz kısa, hasret çekme süremiz ise oldukça uzun oluyor!
Hâsılı, biz Burdur’daki evlat ve torunlarımızla sık sık görüşebilirken, tabiidir ki Pendik ve Gebze de ikâmet eden evlâtlarımız ve torunlarımızla az görüşebiliyoruz. Hal böyle olunca da onlar hep bize sitem ediyorlar… Biz de hem onların haklı sitemleri ortadan kaldırmak hem de bir sağlık kontrolünden geçmek ve dahada önemlisi evlatlarımızın dilden değil, gönülden ve ısrarlı dâvetlerine icâbet etmeye karar verdik… Bizim bu icâbet kararımıza oldukça sevinen oğullarımız Mehmet Akif ve Murat da 3 günlük tatili fırsat bilip taa.. İstanbullardan kalkıp Burdur’a kadar geldiler ve bizi derdest edip Gebze’ye götürdüler, bir hafta kadar sonra da İstanbul’a götürecekler inşaAllah… O nedenle ben, bizim evlatlarımızın anne baba, torunlarımızın da nine dede sevgilerinin diğer evlât ve torunlara da örnek olmasını dilerim…
Hâsıl-ı kelâm; iki evladımızın yanlarında ortalama birer hafta kalmak niyetiyle yine 2’si Gebze’de, 2’si de Pendik’ de olmak üzere 4 evlât ve 4 torunumuzun, yani yıllardır gurbet elde olan 8 canımızın-ciğerimizin yanına geldik elhamdülillah… Ve biz küçük bir sağlık taramasından geçtikten, az da olsa sevdiklerimizle hasret giderdikten sonra ve tabii ki Mevlâ bir mânî vermez ise ki, inşaAllah vermez; 2-3 hafta kadar sonra Burdur’daki fakirhânemize, hâne-i saadetimize döneceğiz. Hemen ardından da eşim ara verdiği ev işlerini işlemeye başlayacak, ben de sıradan-rutin yazılarımı yazmaya, dolayısıyla da siz okurlarımla buluşup konuşmaya başlayacağım inşaAllah…
Hülâsâ-i netice, bugünkü yazım biraz özel ve biraz da karışık ve sıkıcı, dolayısıyla da sevgili okurlarımın okumakta ve anlamakta zorlanacakları bir yazı oldu… Bunun nedeni de, yıllardır beni okuma külfetine katlanan sevgili okurlarımdan 2-3 hafta gibi uzun bir süre ayrı kalacak olmamdır… O nedenle, ben yıllar önce yazdığım ve bir anne ya da baba için nasıl beşiğin arkası gurbet ise, benim için de şehrimden, Burdur’daki evlât ve torunlarımla birlikte sevgili okurlarımdan ayrı kalmak ta oldukça uzun bir gurbet yerine geçecek… Onun için, ben konu hakkındaki yazımı siz sevgili okurlarımı daha fazla sıkmadan burada noktalamak istiyor ve 2-3 hafta kadar sonra, sağ ve sâlimen sevgili okurlarıma, akrabalarıma, eş ve dostlarıma ve tabiidir ki Burdur’daki canım evlat ve dünya tatlısı torunlarıma; ayrıca sık sık dükkânına uğrayıp kendi elleriyle yapıp ikram ettiği temiz ve leziz Türk kahvesini kemâl-i âfiyetle içtiğim bir dostuma kavuşmak ve onlarla hasret gidermek dileğiyle herkese saygılar sunuyorum.
BEN GURBETTE DEĞİLİM, GURBET BENİM İÇİMDE…
RÜZGÂR, ZÂTEN GURBET ÜŞÜTÜR İÇİMİ! BİR DE SEN
SOĞUK SOĞUK ESEREK ÜŞÜTME BENİ… GURBET ACI
GELİR SÖZLERİME, DAYANAMAZ OLDUM HASRETLERİNE.
Ve, ve, ve BU DÜNYA İNSANA HEP GURBETTİR, GERÇEK
MEMLEKET İSE ALLAH’a (c.c) ve PEYGAMBER (sav)’e
HİCRET ETMEKTİR: Anonim.
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Amerika gibi bir ülkeyi trump veya biden gibi zavallılar yönetiyorsa ki, yönetiyor o zaman salıverin dünyanın ipini gitsin!' adlı köşe yazısı.... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Sahte içkiden 40 kişi ölmüş! Ya gerçek içkiden ölenlerin sayısını bilen var mı acaba?' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Zafer inananlarındır ve Zafer yakındır!' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Ya Kovit-19… aşıları aklanmalı ya da sorumlularından hesap sorulmalı!' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Gazze de 'Ateşkes Sağlandı' ancak, yürekler dağlandı' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Tebrikler sayın Dalgar ve Gündüzalp' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Sarıkamış şehitlerini anma ve dünya tüketiciler gününü kutlama hakkındaki görüş ve düşüncelerim' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Görme Engelliler Haftası kutlu olsun ve engellilerimiz unutulup ihmal edilmesin' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Rüzgar eken fırtına biçer! Ya fırtına eken?...' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Taceddin Akbaş'ın 'Biz yıllardır hem boykot hem de tasarruf ediyoruz' adlı köşe yazısı... Devamı
Yorumlar (0)