Herkes bilmese veya farkında olmasa da Ülkemiz de 1 Ekim tarihi “Yaşlılar Günü” olarak kutlanıyor… O nedenle ben tüm yaşlılarımızın ‘sembolikte olsa’ günlerini kutluyor ve sevgili genç okurlarıma, Allah (c. c) ömür bahşederse eğer ki, ister kız olsun ister erkek herkese yaşlılık, hattâ ihtiyarlık nasip etsin; her bebeğin, her çocuğun, her gencin bir yaşlı ve ihtiyar adayı olduğunu vurgulamak, bu vesileyle de Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) 45-59 arası orta yaş, 60-74 arası yaşlılık, 75-89 arası ileri yaşlılık, 90 ve daha üstü yaş ise ihtiyarlık kategorisinde saydığını hatırlatmak istiyorum. Dolayısıyla da Örgütün ayrımına göre kendimin de yaşlılar kategorisine girdiğimi biraz üzülerek, biraz da sevinerek ifade etmek istiyorum:
Hem seviniyor hem de üzülüyorum. Nedenine gelince, çünkü benim Peygamberimin (sav) 63 yaşında âhirete irtihal (vefat) ettiğini, benim ise O’nun yaşını geçerek haddimi aştığımı biliyorum..! Ayrıca birçok bebeğin ana karnında, birçok çocuğun ve yetişkinin gençliğinin baharında ahirete göçerek veya herhangi bir hastalığa duçar olarak bebekliğini, çocukluğunu ve gençliğini, birçok yaşlının da benzer nedenlerden dolayı yaşlılığını yaşayamadığını görüyor, duyuyor ve biliyorum! Dolayısıyla da halime, yani kendi ruh ve beden sağlığımın bozulmadan yaşlılar kategorisine girdiğime şükrediyorum. Şimdide elleri öpülesi yaşlılar hakkındaki diğer görüş ve düşüncelerime geçmek istiyorum:
Yine herkes bilmese de ilgilenenlerin bildikleri gibi ve her şeye rağmen Ülkemiz de son zamanlar da nüfus yaşlanması görülmekte ve ortalama hayat belirtisi, dolayısıyla da beklentisi artmakta… Bununla birlikte genelde yaşlılık kurumsallaşması ve özelde yaşlılığın yapısal değişimi de dikkâtlerden kaçmamaktadır… Yani toplumumuzdaki olumlu veya olumsuz yaşlılık algısının hem yaşlının kişilik özellikleriyle hem maddi manevi bilgi birikimiyle alâkalı olduğu anlaşılmaktadır. Diğer taraftan yaşlılık dönemin de aktif ve sağlıklı hayatın serbest zaman etkinliklerinin ve yaşlı hizmetlerinin önemi vurgulanmaktadır. Ayrıca yaşlıların hayata bakışının, sosyal ilişkilerinin ve sosyoekonomik durumlarının da hayat şartlarını oldukça etkilediği bilinmektedir…
Kısaca; yaşlılıkta değişimim şartlarının avantajı ve dezavantajlı sonuçları toplumumuzun olumlu yaşlılık algısının desteklenmesi, genel yaşlılık politikaları geliştirilmesi ve yaşlı hizmetlerinin detaylandırılması pek çok yaşlının hayatını kolaylaştıracaktır… Ancak, insanlar genç, hattâ orta yaşlarda iken bile bir gün kendisinin de yaşlanabileceğini, elden ayaktan düşebileceğini, dolayısıyla da bir gence muhtaç olabileceğini düşünmüyor-düşünemiyor, dolayısıyla da hep aynı kalacakları kanaatini taşıyor… Hal böyle olunca da empati yapmıyor-yapamıyor!
Velhâsıl-ı kelâm, hülâsâ-i netice; insanoğlunun normal de doğumla başlayan hayat serüveni; bebeklik, çocukluk, yetişkinlik, yaşlılık ve en sonra da ihtiyarlık merdivenlerinden çıkarak ölümle nihayet bulur. Ve bazı insanlar ömür sermayelerini boşa harcarlar, bazı insanlar ise ömürlerini Allah-Lillâh yolunda değerlendirirler! İnsanın âciz bir kul ve ömrünün sınırlı olduğunu, bu dünyaya da yaşamak için geldiğini sanan insanlar, âhiret hayatlarını hiç hatırlamazken, bazı insanlarda bu dünyanın, öte dünyanın tarlası olduğunu bilir ve yatırımlarının bir kısmını da öte dünya için yaparlar… Ve aciz ama eşrefi mahlûk, yani yaratılmışların en şereflisi bir insan olarak Allah’a (c. c) için iyi, güzel, yararlı ve hayırlı işlerin yanında ibâdet yapmak ve taatta bulunmak, dolayısıyla da hayatı anlamlı kılmak için yaşlanmak büyük bir fırsattır, hattâ şereftir, nimettir! Yaşlılık insanı kemâle ulaştıran ve olgun bir mûmin haline getiren bir olgudur. Ayrıca yaşlılar Cenab-ı Allah’ın dualarına iştirak ettiği, ikram ve ihsanına mazhar kıldığı kimselerdir…
Ki, sevgili Peygamberimiz bir hadis-i şeriflerinde “İnsanların en hayırlısı ömrü uzun, ameli güzel olandır!’’ buyuruyor. Ayrıca tabiri yerindeyse eğer, Yaşlılar bizim millî manevi değerlerimizi, iyi güzel haslet, âdet, gelenek ve göreneklerimizi, genel kültürümüzü yarınlara taşıyan, geçmişimizle geleceğimizi birbirine bağlayan sağlam halat ve kavî bir köprü vazifesi görürler! O nedenle onların beddualarından kaçınılmalı, dualarına almak için ise elden gelen yapılmalı.
Velhâsıl-ı kelâm, hülâsâ-i netice; yaşlıları hayatın tadından tuzundan ve toplumun yaşantısından uzaklaştırmak-toplumdan soyutlamak-dışlamak onları hem mutsuzluğa iter hem de gençlere olan güvenlerini sarsar… Ve bu durum onları bedenen de, mânen de rahatsız ettiği gibi sorumlu veya bakmakla yükümlü olduğu kişileri de rahatsız eder… O nedenle bugünün gençleri, yarının yaşlıları, hattâ ihtiyarları, daha da kötüsü muhtaçları olabileceğini unutmamalılar!’ diyorum bu konuda son alarak, tüm yaşlılarımızın günlerini kutluyor, ömürlerine bereketler, sağlıklı sıhhatli günler diliyor, herkese saygılar sunuyorum.
ALLAH (c. c) SİZİ ÖNCE GÜÇSÜZ OLARAK YARATAN
SONRA GÜÇSÜZLÜĞÜN ARDINDAN BİR GÜÇ VEREN,
SONRA GÜCÜN ARDINDAN BİR GÜÇSÜZLÜK VE YAŞLILIK
VERENDİR. O, DİLEDİĞİNİ YARATIR, O HAKKIYLA BİLENDİR,
O KUDRET SÂHİBİDİR…
Rûm Sûresi, âyet 30/54
BİR GENÇ, YAŞLI YA DA İHTİYARA YAŞINDAN DOLAYI
HÜRMER EDER-SAYGI GÖSTERİRSE, ALLAH (c.c) DA
O’NA YAŞLILIĞINDA HÜRMET EDECEK BİRİSİNİ HAZIRLAR…
Hz. Muhammed (sav)
AZ YAŞA ÇOK YAŞA, ..BİRGÜN ..GELECEK BAŞA!
Atasözü
GENÇLİĞİNDE BİLGİ AĞACI DİKMEYEN, YAŞLILIĞINDA
RAHATLAYACAĞI BİR GÖLGE BULAMAZ…
Seneca
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Küçük bir bypass yeli, bizi büyük bir şehre savurdu' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Sevgili okurlarımdan, '2-3 haftalığına' izin istiyorum' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hem evlenenlerin sayısı hem de nüfusumuz azalıyor' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bahçeli, 'Sana söylüyorum kızım gelinim sen anla...' dedi!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'BM'nin yaşı 80, gramı ise 80 kuruş' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bedeni açarak medeni olunamayacağı gibi; soyunarak da çağdaş olunamaz!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Yavuz Savcı, yenidoğan çetesini bastırmış!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Deniz ateş alır mı? almaz! Ya alacak olur n'olur? Onu da bekleyip göreceğiz!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'İmam Hatipliler'in haftaları kutlu tüm İmam Hatipliler mutlu olsun!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş 'Mülakat olmalı ama torpil olmamalı!' adlı köşe yazısı... Devamı
Yorumlar (0)