Birçoğumuzun bildiği ya da duyduğu gibi, İstanbul’daki 112 Çağrı Merkezinde görevli bazı kişilerle ortak çalışarak, bebek âcil hastalarını önceden ve kanunsuz bir şekilde anlaştıkları özel hastanelerin Yeni Doğan servislerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç elde ettikleri müfettiş raporlarıyla belgelenmiş olan hain yapı Cumhuriyet Savcılığına intikal ettirilmişti! Yani yeni doğmuş bebeklerin ölümlerine neden oldukları iddia olunan Yenidoğan isimli ya da lâkaplı Çete’nin başı veya elemanları da soruşturmayı yürüten Savcıyı, hattâ Savcının eşini, çoluğunu çocuğunu ve annesini babasını bile yok etmekle tehdit etmişler… Ancak, mangal yürekli bir savcı olan Yavuz Ergin de makam odasına yerleştirdiği ses ve görüntü cihazları sayesinde kendisine yapılan tehdidi belgelemiş; dolayısıyla da söz konusu çeteyi önce diz çöktürmüş, sonra da temelli çökertilmesi için gerekli davayı açmış… Ve benim bu yazıyı noktaladığım âna kadar 10 hastanenin ruhsatı iptal edilmiş, 47 zanlıdan 22’si tutuklanmıştı… Darısı diğer hâinlerin başına!
‘Darısı diğer hâinlerin başına’ dedim. Çünkü ben bir an bizim İstanbul’da 4’ü torun 8 tane evlâdımız olduğu için ‘bu olayların bir benzeri bizim evlatlarımızdan birinin başına da gelebilirdi!’ diye düşündüm, dolayısıyla da ürperdim-paniğe kapıldım ve dehşete düştüm! Ayrıca ‘İstanbul bizim Ülkemizin can damarı, İslâm Ülkelerinin de Başkenti konumunda. O nedenle, ben mücrim de tıpkı Hz. Ömer (r.a)’in (Kenâr-ı Dicle de bir kurt aşırsa koyunu, gelir de Adl-i İlâhî Ömer’den sorar onu) dediği gibi düşüyor ve Ülkemin en ücra köşesinde olup biten iyi güzel şeylerle seviniyor, kötü şeylerde de üzülüyorum… Ve şimdide, sevgili okurlarıma, bahsime konu olan olay hakkında kısa birkaç bilgi alıp vermek, daha sonra da olay hakkındaki yorumuma geçmek istiyorum:
CİMER’e-Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne yapılan bir ihbar üzerine harekete geçen İstanbul Mâli Suçlarla Mücadele Şûbe Müdürlüğü ve Sağlık Bakanlığı müfettişleri, İstanbul’daki bazı özel hastanelerin yeni doğum bakım ünitelerinin usulsüz işletildiğini, rüşvet ve evrakta sahtecilik yöntemleriyle Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan (SGK) haksız kazanç elde edildiğini ortaya çıkarmış ve durumu Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığına intikal ettirmişler… Bu iddiaları soruşturma görevi de Savcı Yavuz Engin’e verilmiş. Ki, Savcı soruşturmaya daha başlar başlamaz, olayın zanlısı olan Yenidoğan Çetesi’nin başındaki kişi ya da kişiler, Savcı Beyi makam odasında ve ölümle tehdit etme cüreti göstermiş, ukâlâlık yapmış ve “Seni korusalar bile markete giden eşini, camiye giden babanı, okula giden çocuklarını nasıl koruyacaklar..?” gibi lâflar ederek Savcı Beyin ailesini bile öldürmekle tehdit etmişler! Ancak, inanç yüklü ve deli yürekli Savcı bu tehditlere hiç kulak asmamış ve bu Çetenin çökertilmesi için elinden geleni yapmış ve yapmaya da devam ediyormuş.
Savcı bey, soruşturma hakkında kendisine destek vermeyen yetkililere, ‘’Kurt kapanına girerek kucağımıza düşen şahıslar büyük Türk adaletinin elindedir. 2400 yıllık Türk Devlet geleneğine kafa tutanlar pişman olacaklar ve bizimle hiç tanışmamış olmayı dileyeceklerdir. Bana destek sunanlar ve sunmayanlar daima hafızamızda olacaklar…” derken, destek veren yetkililere de şu şekilde teşekkür etmiş:
“Şahsıma ve aileme yönelen eylemler nedeniyle başlatılan soruşturma da başta Adalet Bakanlığı, HSK’yı temsilen Mehmet Akif Ekinci Başkanımız ve Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığımız olmak üzere… Özellikle soruşturmayı yürüten Önder Savcımıza, katkı sunan Mehmet Emir Savcımıza ve İstanbul İl Jandarma Komutanlığına ve vatandaşlarımıza şükranlarımı sunarım…”
Ayrıca ben, CİMER’e gelen bir ihbar üzerine araştırma yapan İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’nde görevli memur Malik Türkay Esin’e ‘’Ne gerekiyorsa onu yapalım..!’’ diyen dönemin İl Sağlık Müdürü, şimdinin ise Sağlık Bakanı olan Kemal Memişoğlu’na, diğer yakınlarım ve İstanbul da yaşayan 4 evlâdım, 4 torunum olmak üzere toplam 8 canım ve milletimin geneli adına yürekten teşekkür ediyor, Mevlâ’dan bu ve bunlar gibi müdür, memur ve savcıların sây ve sayılarını artırmasını niyaz ediyorum…
Ayrıca; O mu değil mi bilmiyorum ama, Mehmet Emir adında bir Savcı bizde Cumhuriyet Başsavcılığı yapmış ve daha sonra İstanbul’a atanmıştı ki, eğer aynı savcı ise, O’nun da Yavuz Ergin gibi gibi cesur ve gözünü budaktan esirgemeyen-sakınmayan bir Savcı olduğunu biliyor ve Burdur’da görev yaptığı sırada Kendisiyle iyi tanıştığımızı ve anlaştığımızı hatırlıyorum…
Uzun lâfın kısası, meselenin hülâsâsı; tüyü bitmemiş ya da yeni doğmuş bebekleri ve anne-babalarının canları ciğerleri, ninelerinin ve dedelerinin ciğer parelerini üç beş kuruş kazanma uğruna hayatlarını tehlike sokan, hattâ ölümlerine neden olan sözüm ona ‘doktorlar, hemşireler veya sağlıkçılar…; CİMER’e bir ihbar yapılmamış olsa ve o ihbarı pürdikkat değerlendiren Sağlık Bakanlığı görevlileri, müfettişleri ve cesur savcılar olmasaymış, bu insanlar bizim ciğerlerimizi söküp mâlûm hastanelere pazarlayacaklarmış! O nedenle ben ‘bu çeteyi ihbar eden kişiyi, ortaya çıkaran Sağlık Bakanlığı görevlilerini ve haklarında soruşturma başlatan ve tutuklatan savcı veya savcılar ile birlikte tutuklayan hâkimleri yürekten kutluyor, Cenab-ı Hakk’tan başta kendileri olmak üzere aile fertlerinin tamamını korumasını diliyor, herkese ‘yürekli ve bilekli’ saygılar sunuyorum.
HIRS İNSANIN GÖZÜNÜ KÖR EDER…Ve HIRS,
SEBEB-İ MAHRUMİYETTİR; TEVEKKÜL VE KANAAT
İSE VESÎLE-İ RAHMETTİR! Anonim…
HIRS ATINA BİNENLER, ÇOĞU KEZ DÜŞTÜKLERİNİ
ANLAYAMAZLAR… HIRS, AÇGÖZLÜLÜK VE CİMRİLİK
CÂHİLLİĞİN NETİCESİDİR! HIRS İNSANIN GÖZÜNÜ
KÖR EDER! Hz. Ali (r.a)
FAZLA HIRS İNSANA DOMUZ GÜTTÜRÜR! Atasözü
İHÂNETİN TELÂFİSİ, KAHPELİĞİN BAHÂNESİ OLMAZ!
Bukowski
YOKSUL, ÇOK ŞEY İSTER; HIRSLI İSE HERŞEYİ! Syrus
HIRS İLE MUTLULUK, BİRBİRLERİNİ HİÇ GÖRMEZLER!
Benjamin Franklin
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Küçük bir bypass yeli, bizi büyük bir şehre savurdu' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Sevgili okurlarımdan, '2-3 haftalığına' izin istiyorum' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hem evlenenlerin sayısı hem de nüfusumuz azalıyor' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bahçeli, 'Sana söylüyorum kızım gelinim sen anla...' dedi!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'BM'nin yaşı 80, gramı ise 80 kuruş' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bedeni açarak medeni olunamayacağı gibi; soyunarak da çağdaş olunamaz!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Yavuz Savcı, yenidoğan çetesini bastırmış!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Deniz ateş alır mı? almaz! Ya alacak olur n'olur? Onu da bekleyip göreceğiz!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'İmam Hatipliler'in haftaları kutlu tüm İmam Hatipliler mutlu olsun!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş 'Mülakat olmalı ama torpil olmamalı!' adlı köşe yazısı... Devamı
Yorumlar (0)